Kerim ÜLKER
Yine bir ekim ayında yaşanan ve 3 gün süren yoğun yağışlardan dolayı Valencia sular altında kalmış, 81 kişi afet dolayısıyla hayatını kaybetmişti. Taşarak sele sebep olan Turia Nehri’ne çekilen bentle, şehir neredeyse yeniden imar edilmiş ve ülkenin en güzel bölgelerinden biri olmuştu. Ancak 29 Ekim’de yaşanan felaket, 1957 felaketini unutturacak türdendi. Bir yılda yağan yağmur, bir gecede yağmış; kent tanınmayacak hale gelmişti.
Dikkatimi çeken, Avrupa’nın hemen hemen her ülkesinden binlerce kişinin Valencia’ya akın etmesiydi. Ellerinde süpürge ve paspaslarla gelenler, kenti tekrar ayağa kaldırmak için hummalı bir çalışma içindeydi. Limak Grubu’nun Barcelona’da düzenlediği etkinliğin başlangıcında sel mağdurları için 1 dakikalık saygı duruşu ve gelirlerin yardım için kullanılması, bizleri olduğu kadar İspanyolları da etkilemişti.
Barcelona’da bu güzel adımlar yaşanırken, Valencia’da ise yine Türkler etkili bir çalışma içindeydi. Sabancı Grubu’na ait Çimsa’nın Bunol fabrikası doğal afetin koordinasyon merkezi olarak belirlenmiş yerlerden biriydi. Çimsa Genel Müdürü Umut Zenar’dan edindiğim bilgilere göre, şirket afetin ilk anından bu yana yardım çalışmalarına katıldı. Zenar, “Çimsa Cementos olarak Valencia’da yaşanan sel felaketinden sonra çevre komşularımıza, yerel halka, çalışanlarımıza ve yerel yönetimlere destek vermeye başladık” dedi.
Zenar’ın verdiği bilgilere göre Çimsa, evleri ya da araçları hasar gören çalışanlara faizsiz 12 ay taksitle geri ödemeli avans ödemesi başlattı.
İş makinalarını yol açmaya gönderdi
Fabrikanın bulunduğu Bunol ile afet bölgelerinden Chiva belediyelerine maddi yardımda bulunan Çimsa’nın ekipman ve araçları da selin vurduğu alanlara gönderildi. Kapanan yolların açılması için iş makinelerini Bunol Belediyesi kullanımına verilen Çimsa’nın bu adımları, kurulan dostluk köprüsünü güçlendiriyor. Sosyal medyada karşılaştığım bazı haberlerde de Türklerin bu destekleri büyük övgüyle bahsediliyor.
Bir yatırım sadece milyon eurolarla anılan ekonomik bir adım olmuyor. İçinde; zor zamanda yanında olmak, yardımda bulunmayı da içeriyor. Tıpkı; geçen yıl yaşadığımız Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından elini ilk uzatan dostumuz İspanya’nın başta Valencia olmak üzere birçok şehrinden gelen 90 kişilik yardım ekiplerini göndermesi, sahra hastanesi kurması, 2 askeri gemiyi Türkiye’ye yönlendirmesi gibi.